Aşktan Cüda Olarak Yaşantımızın
Sancısı!
Bıraksam kendimi sözcüklerle
kaybolmak adına beni nereye sürüklerler diye merak içindeyim, düşlerin
merkezine mi, ayrılıkların peşinde mi sürükler diye merak ederken, sözcüklerin
uslandıran tokadı ile irkildim! Bana, bizler mütemadiyen güzellikleri
anlatırken bir vefasızın vefasızlığı yüzünden seni terki diyarlara mı
götüreceğiz? Düş peşimize ikramımız olacak olan gönüllerin bahçesinde çiçek
kokularının içinde gezin, mevsimlerle silin terini, sabitlenip kalacak değilsin
düşlerin içinde de seni gezdireceğiz, utandım başımı öne eğdim, düştüm
peşlerine.
Yakamızdan düşmeyen ayrılıkların
dünyasından koparak artı parantez yakasından kurtularak düş peşinde koştum. İnsanda
doğal olarak bulunan, bir şeyi yapabilme gücü, doğal yatkınlık veyahut ta anlama,
kavrama ya da imgeleme gibi doğal zihinsel güçlerden her biri olan duygularımla
geziniyorum. Hapis bıraktığımız gülümsemelerimizin gözyaşlarından derya sel
olmuş, gönüllerde sancısı kangren olmuş halde buldum! Sevgiden taviz vere vere şehir
sakinleri olan bizlerin duyarsızlığının sebebinde an itibarıyla sızım sızım
sızlıyor! Koştum yanlarına, sırtlarını bana döndüler! İçim ürperdi bu sırtını
dönmeleriyle, haklıydılar bende diğer insanlar gibi insandım, lakin ayrılığı
sevmeyen insanların gülmesini isteyen, ne bilsinlerdi ki, sözcüklerimle onlara
hitap etmeyi denedim.
Ben şehla gözlü değilim gönlümde
değil, Rana gibi güzel hoşluk içinde geliyorum, sözcüklerim sivri bir çivi gibi
batmaz size yumuşacık dokunuşlarıyla sarar, hoş kokularınızla kokulanmak için geldim.
Yüreğimizi tehdit eden saran ayrılıkların sancısı içindesiniz biliyorum, biz
birbirimizin dengiyiz ey aşk ey sevgi size hasret kalan adımlarımla gönlümle
sözlerimle geliyorum. Bana dönen sırtları ve yüzleri bana doğru gülümseyerek
döndü, dün ikilem de sözcüklerin peşinde koşmaktan tereddüt eden ben şimdi yüreğimin
sökük yerlerini aşkla sevgiyle dikiyorum ne mutlu bana!
Gecelerin o sessiz sandığım
korkunç avazı kesildi kulaklarımda, şerh koyuyorum geceye bu gönlümdeki sevinçle,
bulutlar sevinçlerinden ağlarken yeryüzüne aşk kokan rahmet yağmurları yağıyordu…
Gönlümdeki sevincin şahikası ile dolaşırken, bu mukadderat zaten hepimizin
gönlünde yaşanılması için kapısının açılmasıyla mümkün iken, bizlerin açmaması
sonucunda olan ayrılıkların yaşanılmasıyla aşk sevgi sevinç zail oluyordu.
Bizlerin aşktan cüda olarak
yaşanılmasını meşakkat zorluğunu gözlerimle gönlümle yaşadım, ayrılıklarla
kendimizi sıkıntıya sokma, üzme hadisenin yaşanılmamasını onlarda istemiyordu. Bizlerin
görme, anlama merakı peyda olmayınca, ayrılıklarla mütenasip bir çizgide
olmasının üzüntüsünü bende yaşadım. Bir kenarda sürünen aşk sevginin kapısını
açmayınca bizimde bize reva olmayan bir yaşantı içinde sürünmemize vesile
oluyordu.
Hülasa yaşantımız bir noktadan
bir noktaya yani yaşamla ölüm arasında iki nokta bir yürüyüş, mütevazı olarak gönlümüzün
memba’sı olan aşkın sevdanın gülümsemenin çerçevesinde nefsin isteklerini yok
sayarak riyazet içinde yaşamak hakkımızdır. Her zamana müteyakkız yanı uyanık
tetikte ayrılıkların gönlün içine girmesine izin vermemeliyiz.
Her denemede ıskalasak da
denemeye devam.
Her defasında sözcüklerimiz
dilimizden çıkarken, tümleci eksik olsa da tümleç ile tamamlayacağız.
Serzenişte bulunmadan aşk sevgi
dolu hedefe kendimize eziyet etmeden yürüyeceğiz, vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç

yaşam dediğimiz başlangıç noktası ile bitiş noktası arasındaki boşluğu doldurmak..... güzel bir yazı okudum usta kalemden... yazıyı ve usta kalemi kutlarım
Teşekkürler ederim kardeşim,selamlarımla.
Tüm içtenliğimle güne eşlik eden değerli kaleminizi kutluyorum ağabeyim.
Sonsuz tebriklerimle.
Selamlar değerli ağabeyim.
Ömrünüz çok olsun ve kaleminiz daim.
Nicelerine nicelerine İnşallah
Çok çok teşekkürler ederim sağ olun var olun kardeşim,ömrünüz çok olsun cümlesiyle kardeşim, selamlarımla.
gün seçkişini tebrik ederim değerli hocam saygılar
Teşekkürler ederim kardeşim,sağ olun var olun kardeşim,selamlarımla.
Seçici kurula teşekkürler ederim,selamlarımla.