
Çünkü kadin
Muhalif ve tanrısal bir vaaz ve işte
iklim dikiyor kopuk düğmelerini az sonra göğe yüklenecek batarya ile mevsimsel
bir ivme saf tutacak, acıyan yerlerini rahmetiyle sararken mutlak bir de coşku
hâsıl olacak ne de olsa vazgeçişlerin hacminde soluk benizli yapraklar dikiş
tutturmaya çalışacak ne de olsa kışın döngüsel çırpınışında yarım ağız sevip de
tutunuyor insanlar elbette gürültülü deyimlerin de suretinde beliren kopuk bir
hece ile tanımlamaya çalışıyorlar kaybolan ruhlarına konan bir kelebeğin de kanatlarını
koparıp kanatmaya yeltenirken…
Ve de mikado düşler adeta çengel
bulmaca yürekler ve basireti bağlanan huzura veryansın eden o sihirli dokunuş
ne de olsa evren köreliyor acının ve nefretin yarattığı izdiham ile de
boşalıyor yeryüzü ve mağdur kimlikler sıkı sıkı giyindikleri hüzünle
cebelleşiyor ve elbette yaftalar başucunda mavi gökyüzünün ve sarıpapatyalar
açmadan soldu.
Az evvel kalktı cenazesi masumiyetin
bir de dün elbette bir gün evvel de ve işte sarıklı heceler tozlu yollarda
gidip geliyor ve bir kadın daha armağan ediliyor mahşere yolculukta yalnız
kalan vücuduna dokunan o minik eller elbette yavrusunun doyamadığı anne
sevgisine tutunmak ve de kaybı bertaraf etmek adına.
İsmi var ya da yok düşlerin ve
düşüşlerin koyu gölgeler barınağında adamlar ve eşkıyalar kötülüklerini
yontuyor: ah, bir de yontulsaydı ya o kütük yürekler hani eşine ve sevgisine ve
de sevgilisine sahip çıkamayan üstüne üstük çocuğunun annesine zulmü kendinde
hak gören bu da yetmezmiş gibi gencecik ve masum kadınların/annelerinin
hayatlarının çalındığı ve her nasılsa geride kalan öksüz çocuklar.
Kimi b/eşikte.
Kimi anne karnında.
Kimi okuldan eve gelip de cansız
bedeni ile karşılaşırken annesinin.
Daha dündü oysa mutlu bir yuvaya artı
parantez açıp de büyüyen ailenin de sevdalı ve masum çocukları.
Payidar olacaktı bu bitimsiz aşk.
Bahtiyar olduğuna kendini inandıran
kadın nasıl mı sahip çıkacaktı bedenine ve ruhuna?
Kilitli odalar.
Kapı önünde bir çift iskarpin.
İyi günde kötü günde birlik çağrısına
şerh düşüp de eşine ve sevdiğine sıkı sıkı sarılan ve her nasılsa ölümü de
yarası da yaması da yine en sevdiğinden canı gibi gözünün içine baktığı
kocasından ve sevgilisinden gelip de sırtından ve yüreğinden bıçaklanan.
Bir düş’ün sonu işte.
Cennet diye adımladığı yuvasında
bilmeden girdiği koynu o yılanın oysaki insan görünümünde ve evin de reisi
elbette koruyucusu addedilen bir eş ve nice yeis ile kundaklanan mutluluk bir
de canavara dönüşmesi an meselesi iken.
Hikâyeler yaralı son zamanlarda.
Yüreklerde saklı acılar.
Geride kalan acılı anneler ve
minnacık bedenler annesizliğin ne anlama geldiğini çok erken öğrenmeye mecbur
kılınan masum yavrular.
Debdebeli iken kimi hayat.
Aşkın mahlası kiminde beş taş yüzüğe
denk iken nice dağılan yuva hele ki kadına yönelik şiddetin had safhaya
ulaştığı.
Duygu Asena yıllar evvel kadının adı
olmadığını vurguladığında çoğumuz da anlamaz gözlerle bakmıştık ona ve
yazdıklarına.
Demek ki çok önceden görmüş
olacakları.
Kadının adı bile olsa ve de varlığı
ve kariyeri ve titri ve de tüm masumiyeti ve yüreği ile sevse de erkeğini
zamanla iblise hizmet eden canavarlar yaratıyor toplum ve her halükarda kadın
zan altında.
Genç bir kızın.
Bir çocuk gelinin.
Ve nice kadının genç kızın
katledildiği bir toplum ve kanıksanan hayatlar çorap örüyor çaresi kadının
başına ve ne yazık ki sessizliğimi koruyoruz bu kadın cinayetlerine öylesine
bakıp da nasıl eminiz öyle ya; sıra bize asla gelmeyecek.
Geç vakit evine gitmeye çalışan bir
kadın ya da çocuk yaşta bir genç kız ve her anlamda istismar edilen ve de
cinsel istismarın kolaylıkla gerçekleştiği ve ne yazık ki suçlu olan da kadın
elbette katledildiği yetmezmiş gibi arkasında insanlar ileri geri konuşmayı da
elden bırakmıyor.
Şehrin büyüsü.
Medeniyetin iz düşümü sözüm ona.
Hem şehirde hem de kırsal kesimde
saklı insanlar ve yaralı ve de her an kurban olmaya aday suçsuz kadınlar
elbette çocuklar da ne de olsa gücü ancak kadına ve çocuğa yetiyor kötü niyetli
insanların. Bazen bir baba bile müdahil olabilmekte böylesi vahim olaylara.
Eğitimin önemini vurgularken ve de
bilgiyi reşit kılarken sözcükler dökülüyor eteklerinden cehaletin ve de hummalı
bir sessizlik.
Okuma yazma oranının düşük olduğu
ücra yerlerden tutun da metropollerde de yaygın ve de sıradan addedilmekte bu
vahşet.
Kimliği olan olmayan düşler.
Çalışan ya da çalışmayan eşler.
Metazori mutluluk göstergesi ile
kendilerini sahnede oynayan oyuncular gibi çevresine mutlu aile pozu verip de
akabinde bölünen aileler ve eşler ve de sevgililer kolaylıkla kıyabilmekte
sevdikleri kadına.
Bir güne sığacak yine Dünya Kadınlar
Günü ve sayısız etkinlik gerçekleştirilecek ve boy gösterecek uzmanlar sayısız
platformda bu de yetmezmiş gibi kadınlar çiçektir muamelesi yapılıp kucak kucak
çiçek ikram edilecek kadınlara ve ertesi gün hatta diyelim ki üç gün sonra o
çiçekler aslında mezarlıkta yer bulacak.
Saldırıya uğrayıp uzuvlarını yitiren
ve yatağa mahkûm olan şiddete uğramış kadınlar…
Asla evladının kokusunu doya doya
içine çekemeyen anneler.
Belki de kadın olmaktan nefret edip
gizlenen kendini geriye çekenler.
Kız çocuklarının ve tüm yetişkin
kadınların mutlu olma hakkı ve de en başta yaşama hakkı ellerinden alınmışken
ya da aday olanlar şiddete ve tek günahları bu dünyaya kadın olarak gelmiş
olmanın yarattığı bir sonuç her daim de diken üstünde yaşadıkları.
Eğitimli eğitimsiz.
Genç ya da yaşlı.
Ama hepsi kadın ve anaç ve Yaratanın
bahşettiği elbette kimlikleri ile sahip olduklarını koruyamazken çünkü bedensel
anlamda erkekten daha güçsüz oysaki ruhları ve yürekleri ve de zihinleri ile
çığır açabilecek kapasitede olup da bir şekilde engele takıldıkları hele ki
yuvalarında huzurla ve güvenle yaşamanın bile nice zaman imkânsız hale geldiği
elbette sokakta bile güvenle yürümenin bile zaman zaman zor olduğu.
Dünya artık eski dünya değil çünkü
dünyaya ve masumiyete ihanet eden insanlar bunu bir övünç ve de kıvanç olarak
görmekte.
Oysaki yüce Mevla her birimizi eşit
olarak yarattı gerçi bedensel farklılıklarımız var ama bu, demek değil ki
kadının yaşama hakkı da elinden alınmalı ve mağduriyeti yüklenen kesim illa ki
kadın üstelik kendini ailesine ve insanlara adayan dünyaya çocuk getiren tek
varlık ve kimi zaman doğacak çocuğun cinsiyeti bile kadını geri plana itmekte.
Eğitim ve bilinçli insanlar gerekli
olan elbette sağduyu ve millet ve de devlet olarak el ele verdiğimiz yine
toplum olarak kenetlenip hatalarımızı görüp doğru şıkkın ne olduğuna da emin
olduğumuz…
8 Mart Dünya Kadınlar gününüz kutlu
olsun sevgili hemcinslerim.
Daha özgür ve müreffeh ve de mutlu
yarınlar da bizim olsun elbet bir an evvel kendimize ve haklarımıza sahip
çıkarken elbette toplumca bilinçlenip aydınlık yarınlar inşa etmek adına…
Eğitim ve bilinçli insanlar gerekli olan elbette sağduyu ve millet ve de devlet olarak el ele verdiğimiz yine toplum olarak kenetlenip hatalarımızı görüp doğru şıkkın ne olduğuna da emin olduğumuz…
8 Mart Dünya Kadınlar gününüz kutlu olsun sevgili hemcinslerim.
Daha özgür ve müreffeh ve de mutlu yarınlar da bizim olsun elbet bir an evvel kendimize ve haklarımıza sahip çıkarken elbette toplumca bilinçlenip aydınlık yarınlar inşa etmek adına…
Kadınlar günümüz kutlu olsun dilerim kıymeti bilinirbtüm kadınların, kadınlar çok şey istemezler saygı sevgi kafi gelir, merhametli yüreklerine yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle....
var ol Melek
İnşallah gün yüzü görecek tüm kadınlar elbette sağ duyuya davet.
çok teşekkür ederim.
sevgilerimle canım