
Olsa keşke i̇zahi
Susmam öğütlendi ve perdenin
kornişine takılı belleğimde ben sadece öğretilerimi diktim perdenin uçlarına
sonra da süzülen gözyaşlarımla akıttım kirin gölgelenen mutluluğuma da sahip
çıkamadığıma onay verirken kader.
Yaftasında ömrün belki de kayrası
İki büklüm yere serildiğim
Ve işte azat ettim ben yeminlerimi.
Sonlarla bozdum aklımı bir de sağdıcı
yüreğin
İlla ki tezat bir hüküm
Gölgelenen şafağa mı sundum yoksa
yanlışlıkla
Ne de olsa gece çıkmıştım ben yola.
Mavi turnam…
Turuncu yanılgılarım.
Sonra da muradım…
Lafa tutmayın sakın kalemi yoksa atar
kendini
İmgelerin uçurumunda yuhalandığım
kadarım:
Başım göğe de ermedi bu güne kadar;
Sevdiğim kadar serildiğim bir boşluk
Hülasası kaderin içimdeki kayıp
hoşluk.
Tünediğim kavis;
Sözlendiğim ne çok yeis;
Kalburüstü düşler…
Vakti zamanında geviş getiren
hezeyanlar
Sarnıcında ölümün
Yüzüne kezzap döktüğüm kara tahta.
Öğrenciliğimin devasa hürmeti
Eğitimin neferi de olduğum
Sanmayın ki kehanet
Doluşan içime kâinat ve ne çok satır
başı.
Eş güdümlü bir mermi
Topa tutulduğum ölüm vakti
Kıyısından köşesinden nasiplenemedim
ne de olsa
İşbu dilekçemle tahliyemi istiyorum,
sayın savcı:
Yoksa hâkim mi demeliydim?
Sahip çıkamadığım kefaretim elbette
Yansız bir mizaç
Kâhini olduğum üzünçle sırnaşık bir
sarmaşık
İkilemlerin bedenimi sardığı
Düşüp de gözden
Dürtüp da kaderi bam telinden.
Rabbim, bağışla sen bizleri bir de:
Sevdiğim insanlar mizacında t/aşkın
yılların
Önce annem ve rahmetini sunduğum
gözyaşım.
Görüp göreceğim bin bir izlek
Kanımın donduğu ve cerahat yüklü
bellek
Elbet yaralı miladın yansız serenadı
Tek duyan omzumdaki o iki melek.
Bağlayın başını hadi şiirimin
Bir de başlık koysunlar içimdeki
kalbura:
Yeltenmediğim o dünya d/üzeni
Ellerimle yıktığım mabedim
Köhne sezilerin yüzü suyu hürmetine
Kopup geldiğim kasnak
Rahmetin ihya ettiği sayısız çatlak…
Sıvadığım illa ki içimdeki acı
Sıvazlayan yüreği inancın bekası
Sararıp solan ömrün kaldıysa vadesi
Ömürlük bir gelenek:
Gün doğmadan doğacakların umudu ile
serildiğim
Ve de olsa keşke izahı:
Anlatmaya yüzüm yok ve de gücüm
Aşkın bile dışlandığı gaipten gelen sükûnet
İlla ki can damarı içinde gezindiğim
fellek fellek.
“Susmam öğütlendi ve perdenin kornişine takılı belleğimde ben sadece öğretilerimi diktim perdenin uçlarına sonra da süzülen gözyaşlarımla akıttım kirin gölgelenen mutluluğuma da sahip çıkamadığıma onay verirken kader.”
“Sıvadığım illa ki içimdeki acı
Sıvazlayan yüreği inancın bekası
Sararıp solan ömrün kaldıysa vadesi
Ömürlük bir gelenek:
Gün doğmadan doğacakların umudu ile serildiğim
Ve de olsa keşke izahı:
Anlatmaya yüzüm yok ve de gücüm
Aşkın bile dışlandığı gaipten gelen sükûnet
İlla ki can damarı içinde gezindiğim fellek fellek.”
Kardeşim kıranlara yakanlara kırılmış kalbi ile şiirler yazmış, umutlar solmasın hep yeşersin diye lakin gel gör ki öylesine vicdansızlar var ki, gözünü kırpmadan kan akıtıyor dün yüreğimiz parçalandı ”Anne ölme” diyen o genç kızın o masum çocuğun feryadı ile sözün ve insanlığın bittiği yerdi, Rabbim bizleri ıslah eylesin-âmin-
Ne güzel demiş Sultan Veled
“Âlemden maksat âdemdir,
Âdemden maksat da o demdir”
İnsan gönlü ile insandır varışıyla sarışıyla insandır ve bir âlemdir, insanda sevgi saygı yoksa ne insandır şeytandır burasıda âlem değil cehennemdir.
Kardeşim yorulmuş gönlü ile kalplerimizi yoranlara yormayın merhamet edin ki merhamet bulasınız derken, sesinizin sesimizin ulaşması dileğiyle, emeğine gönlüne sağlık kardeşim, selamlarımla.