
Sen beni̇m i̇lk öğretmeni̇mdi̇n
Sürüklenen bir vaveyla: düşler gibi
kilim döşediğim ayaklarına şiirin kokladığım hasret şükürler olsun ki; uzağında
kaldığım haset…
Mevsimin tenindeyim, baba ve yürek
iklimimde kekremsi bir lanet konuyor dualarımda saklı koruyucu meleklerim
irkildiğim her günde kaykıldığım bir ileri bir geri ve işte teneffüs ettiğim
yetim nazireler öykündüğüm bir cennete varma ihtimali yaslandığım dağ
yüreğinden arda kalan kırıntılar ve minnetle d/okunuyorum resmine.
Kırık düşler saklı sarnıcımda ve
söylemlerin nazarında kölesi olduğum şiirler ve her atağa geçtiğim batağa
sürüklemek isteyen nefsi kara gölgelerin elbet makberinde saklıdır babam,
sevdalandığın evlatlarından ayrı düştüğün cennet bahçeme yağarken cemreler
sökün eden nice vaveyla yıkılası engeller bir meşru müdafaa ki ölümün zevcesi
hasret kokan iklimde saklı nidalarım ve işte küredim ömrü ve işte tünedim yasa
ve tükendim günbegün.
Yaş tahtaya basmak mı, babam?
Haşa, Rabbim ne de olsa yaş aldığım
kırlangıcın kırık kanadı ve yasımın da miadı dolmadı gitti türevi hasretin
elbet bilinmezin girift çehresinde saklı niyazım tutuklu kaldığım tek kişilik
hücremde hicret alametidir yazmaya durduğum bir şiirin kor yalnızlığı kör
gözlere hicapla uzak durduğum…
Satırlarım, babam.
Satırı dünün ne zamanki koptu başı
masalın ben ki şu ölümlü cihanda sıra dışı bir ferman yazmaksa bir aşkla bir de
umutla güreşmekse günü öldürdüğüm yalandır gecenin hükmünü sürdüğüm her açmazda
halim perişandır babam…
Sedef kakmalı düşlerim…
Lades, dediğim elbet her s/özlendiğim
yürekte kavuşmak mademki mubah değil ölüme öykündüğüm de yalan değil hani.
Düşlerimin mizacında saklıdır
sırlarım.
Güneşin tebessüm ettiği o sır dolu
ayna.
Mevsimi ihbar ettim, şahit tuttum rüzgârı
dökülmüş saçlarına konan kelebeğe özendim ve kifayetsizliğimle biledim
şiirlerimi bildiğim ne varsa unuttum da baba lakin senin öğütlerin ve kol kanat
gerdiğin yüreğimde olmadı asla azap; olmadı asla karanlık kolladım da iyi
niyetimi bir ömür ve sevdalandım sevdalı semazenler.
Bir kış bahçesin dönendiğim.
Bir yaz köşesi yetim varlığım.
İlkyaza serildiğim; yaza yaza
döküldüğüm ve yasıma sahip çıkan Rabbime sığındığım.
Aşkın kuytularından süzülen yaşlar ve
aşka yürek veren bir tebessüm saklı mavi sefertasımda elbet aşkın Huda’sı elbet
dönendiğim cihanın tebaası elbet sırlarımın da en vefalısı…
Bir düş ambarında yatıya kalır
kalemim, babam.
Ve senden sonra baba olmanın şerefine
nail olmuş bir üzünçle asla da diyemedim baba belki de sefasını sürdüğüm
acımdan mütevellit eksenimde baba olmak kadar kutsal bir vazifeye nail olmanın
ötesinde beni hep koruyup kollayan acı dolu yüreğin.
Babasızlığında saklıydı bilirim her
baba, deyişimde gözlerinin dolduğu.
İnsanların da vefasızlığında
saklıymış acılar ve her yaş aldığımda ayağımın takılıp da gerisi geri gittiğim
o doğum günüm ve seninle geçirdiğim son mevsim hele ki ellerinde karanfiller
eve gelip de bana bahşettiğin sevgiyi ve tükettiğin nefesi nasıl da
kucaklamıştım.
Yeltendim mutlu olmaya.
Yaltaklanmadım lakin gözümle gördüğüm
her yalancı düşe.
Bir sabi idi yıllar ve ben bir sofu
olmanın hayali ile korudum da masumiyetimi ve asil yüreğimde saklı binlerce
insan ve eksik etmediğim dualarım.
Senden çok kimseyi sevemedim.
Bir batında doğan güneş ve ay.
İsraf edenlerdi sevgiyi en çok da
tahammülsüzlük duyduğum.
Acının eşrafı hasretmiş babam.
Aşkın ışığı ise hüsran.
Yere göğe koyamadım da çoğu insanı ve
yüreğimde tıkış tıkış bir yolculuk her baş koyduğumda aşka tanıştığım saklı
yanım ve elbet tek sırdaşım iken O İlahi Işık.
Varlığımdan doğmadı ki güne ta ki
kalem tutup da elim ilk şiirimi yazdığım.
Geceye âşık oldum ardından günbegün
ve gecenin fermanı idi yazmaktan vazgeçmediğim aşina sözcüklerin aksırdığı her kapı
arkasında kalemime, çok yaşa dediğim.
Ve de çok yasa en çok en çok.
Yasın da yaşın da muadili iken sözcükler
ve senin edebiyatçı kimliğinle asla baş göz edemedim yazdıklarımı, babam ve
kuytularda sakladığım milyonlarca duygu ve cümle.
Aşk ne ki…
Aşina olmak aşka yetmez ki…
Doyamadığım bir gönül sofrası elbet
Rabbimin rahmeti ve boynum kıldan ince ne zamanki aşka ve kaleme dokunsam
içimde ç/ağlayan devasa bir şelale ve ait olmadığım bir dünyadan göçüp de
konduğum İlahi Aşkın bahçesinde ömrümü yeni baştan şekillendirdiğim edebiyat
aşkıma ışık tutan o muazzam güneş ki içimdeki karanlığı da öldüren ve beni yeni
baştan yaratan…
Yoktan var eden Rabbim…
Senin yokluğunda illa ki s/avundum
bir şeyler ki yakamdan paçamdan çekiştiren ve bir şeyler ki ısrarla kendime
yaptığım zulüm bu yüzden kimse canımı benden fazla yakamaz yeter ki ben kimseye
zarar vermeyeyim hatta kimselerin de haberi olmasın onları çok sevdiğimden ne
de olsa sevilmek ağır geliyor kimi insana hele ki ben karşılık dahi
beklemezken…
Ölü kuşlar yürek kafesimde, babam.
Aşkın ısrarlı yalnızlığını yaşamak da
payıma düşen ve nicesi…
Bahtiyar olmak ve de duyguları
payidar kılmak elbet kalemin aşkla tokalaştığı minvalde buna haizim ve ne zaman
seni özlesem sarılıyorum kaleme ve senle bizi yazıyorum derken annemin duaları
ile o taşkın sona eriyor.
Sen gittikten sonra neler olmadı ki
lakin sana malum olduğunu bana düş kuşları yetiştiriyor.
Ve ben de posta güvercinlerinin
ayağına b/ağlıyorum yazdıklarımı ve biliyorum ki sen de vakıfsın içimden
geçenlere.
Koşulsuz ve doyasıya sevmenin ne
olduğunu bana öğreten sen ve canım ailem ve ben daha çok sevmek şerefine nail
olmanın coşkusuyla zaten dünya denen cehennemde bir şekilde cennet bahçemi inşa
ettim ve de ifşa.
Yarım kalan çok şey var, babam ve
hayatla da kesilmemiş bir hesabım var bu yüzden bana zaman ve aşk lazım ve koşa
koşa geliyorum da ne zamanki Rabbim beni çağırsa.
Saçlarım hala dalgalı ve uzun ve
seninle taşıdığım aynı göz rengi hatta benim sol kulağımla senin sağ kulağının
bire bir aynı olduğu.
Aynı kaderi paylaşıyoruz, babam belki
de tahminden fazlası yine de şükretmek payıma düşen ve yetinmek ve sabırla
arşınlamak Bağdat yolunu ve Yusuf’un kuyusundan sesleniyorum hele ki bir
delinin attığı taşı ben ve kalemim birlikte kuyudan çıkarmak adına güzelliklere
nail olduğum iç dünyam ve hayatı yaşanır kılan ve güzel olmama vesile elbette
uhrevi hazanın coşkusu ve ulvi bir kenetlenme iken kimi zaman kitlendiğim ama
yaza yaza çözüldüğüm ve saklı o şifrenin peşinde kendimle hala uzlaşamadığım…
Yazacak çok şey var lakin iç sesim
durmamı emrediyor çünkü yaşa ve yasa boğulduğunu biliyorum Rabbimin emri üzerine
bir o kadar ben de senle aynı duyguları paylaşıyorum, babam.
Sen benim ilk öğretmenimdin.
Ve ben de senin okuttuğun son
öğrenci…
Babalar günün kutlu olsun, babam.
Bir ara bayağı istemiştim yanına
gelmeyi lakin yapacağım o kadar çok şey var ki acele etmemeliyim yanına gelmek
adına.
Başın sıkışırsa gir rüyalarıma,
babam.
Dualarım seninle.
Sen benim ilk öğretmenimdin.
Ve ben de senin okuttuğun son öğrenci…
Babalar günün kutlu olsun, babam.
Bir ara bayağı istemiştim yanına gelmeyi lakin yapacağım o kadar çok şey var ki acele etmemeliyim yanına gelmek adına.
Başın sıkışırsa gir rüyalarıma, babam.
Dualarım seninle.
Ruhu şad mekanı cennet olsun, bizi bekliyorlar orda arkadaşım, gideceğiz vademiz son bulduğunda, darılırırız doya doya babalarımız sevgilerimle...
Amin İnşallah
Bizi bekliyorlar hem de nasıl
Sağ ol var ol canım arkadaşım
Sonsuz sevgimle