
Yaşamak
Mahzun bir gülüş kundaklanır kimi
zaman ya da hayallerdir kurcalanan ve nice yeis biriktiren içinde dertli mevsim
bazen şiir olur hayat bazen hikâye en çok da esaret bildiği sessizliğe
d/okunuşudur şairin eline aldığı kalem aslında hayatın bekasıdır ve kırık
kanatlarıyla ne zaman yolda kalsa kalem şakır ve uçar onun yerine ve perde.
Tutkulu bir dildi yaşamak,
Sevgiye düşkün rüzgâr ve felek ve
yürek
Aşkın da ambarında dinerdi açlık
Beden ne ki hem?
Ruh idi seyyah bazen g/izlenen
Mübalağa etmeden sevmelerin meali.
İçre dönük bir tutku
Tutulan nutku ne ki dünde kalan?
Arşa değen başıydı kalemin
Ruhla nüfuzu
En çok da aşkla bağlandığı kelamın
Bir selamdı işte hayatın merkezi
Sevgiyi şiar edinen bir günce ki
Yorgun olsa da varlığın tek arzusu ve
meali.
Mirası atalardan
Yanılgı yüklenmeden koştuğu yol
Aşka dair ve atisine sevdalı
Mimarı huzurun, sabırla döşediği yol
Miadı dolmadan hayatın
Kat çıktığı o zirve
Ermekse nihayete
Son bulmadan ömür
Şerh düştüğü her değer
Temsili bir resim adeta
Kehaneti gizemin
Asırlara denk düşen acı yüklü benlik
Oysaki daha dünkü çocuk değil miydik?
Yaş da izafi yas da
Yasa bildiğimiz elbet tasa yüklü
olsak da
Sığınmadık mı yüce Mevla’ya?
Hüzne binaen akan rahmet
Yalnızlık bazen teselli bazen rivayet
Kalabalık olmalı hem yürek
Seven, taşan, coşan bazense ağlayan
Silen yaşları elbet
Rahmet dolu bir niyet.
İçte saklı hakkaniyet ve masum bir
çağrı
Doğanın v/edası
Kürediğimiz kadar sevgiyle
Kandırmadan hüküm sürmek
Kansak bile kanasak da
Kanatmadan dokunmak her zerresine
Sahip çıkan İlahi Adalet.
Teşekkür ederim