
Eğre (6)
iki mes lastiği vardı annaçdakı gonşu evde
Köse Memedinen garısı Ümmüce
Çoban İrbemin pappası
yazın toz-toprak dolu
kışınan cizmesi çamurlu
üşümezmiş ayakları, ıslanmazmış çorapları..
omzunda guzu-yunu kepenek cabası
zemheri-memheri dinnemediler
hemen her ağşam namazından sonura camiden çıkınca
Macar Odasında birikip goca köyün ekabir dakımı
Şaban Emmilere dünürcü ğetdiler;
Köse Ğelininin peynirli çomacının hatırına
“münasip” olmasa ortaya gonmazdı
“Allahın emri, peygamberin gavli” dedi sakallılar
“valla ben ne deyen” demiş, Şaban Emmi
onnar da lafı uzatmadılar,
“müsaade” deyip, “yasdı namazı” uçun abdas aldılar
kimi Macar odasında, kimi cami çeşmesinde
"agası Muzaferden nekdip gelmiş" nayeti
hemen o ğece Macar Gızı ğilde
dünürcülerinen, gonu-ğonşuynan “ağızdadı” yediler
lokum-püsgevit, gabıklı fısdık, akide şeker, iğde
ekin otu ayıtlandı
afıyon, kelek çapalandı
günnerçe tandır ekme(ği) de ettiler
Köse Ğelini, Macar Gızı
gonu-ğonşu keşiğ etdiler
zehmeri ardı..
..
Şaban Emmilerine(n) Köse Memedler
elbirlik-badaşık, yolma önü
feskilenli şerbet işdik bir dernek günü
anamın ilk çocuğuynan “kırkı garışık” Esme’nin nişanında
agamına yaşıt "görümce" Kevser; "aba" oldu
gardaşı akranım “gayınolan” M(u)ammer “aga!”
iki evin yolması-harmanı
denesi, samanı Köse İbirem’in boynunun borcu
zavallı, merdimenneri seğidelek çıkarı(rı)dı
yahay valla bildiğin on şiniklikden maada çuvalları
"uzatmanın gereği yok" deye hemen o sene
“harman sonu”
herkeşlerden önşe alal-acala
ters atıldı, ganlı çalışı çekildi
bazarı beklemeden bazara urbaya gedilip-gelinince
okardan-aşşa goca köye, ev ev oku edildi;
dezelere, halalara fisdannık, emmilere-dayılara laylom sıkma
musafir alacaklara havlı, ötekinnere peşkir, yazma
zengin fakir herkeşlere
üş gün sonura ikindin geçeni bi cumayderneğinde
bizim evden yanna yörüdü camiden çıkannar
“Allahın Emri” biz yeniyetmeler de peşlerinde
herkeşler susdu; Gur’an okudular
Ayvallı Yakıp Hocaynan, Gabışın Musa
amin dediler, dova etdiler, yüzlerini sıvazladılar
gelsin lokum-püskevit, ellerde hanımbudu,
böyük-güçcük var demeden tüttü cığaralar
yedek “birinci”ler kulağarkasına sokuldu
sa(ğ)dıç İzzetin Hakkı? tekgırayna
bi el “tek tüfeğ” atdı, damın ucunda
söğeden eğreye mıhlanan sırığın en okarısına
“bayrak asıldı” soluk,
akı bireş yoşuk
gırmızısı narçiçeği deği,
baya bildiğin goyu fişne çürü(ğü),
Terzi Hasan dikişi, değirmi
gönlünden gelen, elinin emeği
bi yannı yoz, bi yannında Ay-Yıldız varıdı,
üsdelik alışılmışdan da baya böyüğüdü
nerden bakarsan bak görünü(r)dü
öte sözün beri başı “düğün başladı”!.
etdiler-edemediler “ho yanna” bakdılar
görmezden geldi bobalar, gayınbobalar
genşlik de böyle şeyler olurdu
deliğannının genşliğine hörmet
devrisi ğün davıl zurna; Göynücekli Cafaroğlu!
dümbelekçi Sarı Ümmet
..
şakkıdık, şukkuduk, şıkkıdık
telef oldu epili bi gaşşık
“görseniz bi! ortalık nasıl şennendi”
bize bakdı emmiler oyun oynamayı bırakıp
en acemisinden ilk oyunlarımızı oynadık
bildiğini sandıklarımıza bakıp
bağrışdık, çağrışdık, galgışdık
“galeden galeye şahin uçurdum
ah ilen vah ilen ömrüm geçirdim”
Emeğine yüreğine sağlık İbrahim bey tebrikler hayırlı geceler diliyorum efendim