
Eğre (9)
ardıç sırığı gapıdan girdik hayadımıza,
emme bobam merdimene aya(ğı)nı basmadı,
dama çıkmadı, seni(n)ki netçeni bilemedi
her odundan geldiğindeki gibi “anaaa” deye
dedem-ebem yoğukankı gibi “beri baak!” demedi
kimse seslenmeyince dediği gibi
“sana derin” deye de
“bakele” deye de ünnemedi anama
“gıı” da demedi
ahıra yöneldi.. goya
“mallara bakmak” mahana valla!
..
emme Allah var ben de eve giremedim
dam başında goya bobamı bekledim
“ayağıynan güleş dutamayız ga(y)ri ha deyince
tıkılama da oynayamacaz bu gedişine”
garşılarda, damın eğrelerinde edevat
hakgaş cızgıları, çekgi, orak beldenat
deliklerde yığılı urgannar, örkenner
duvarlardakı gazzıklarda esgi sele, gözer
payama aşılı erik ağacımız,
dadını bilmediğimiz uyuz yazalmamız
bi tek yazın, mal ba(ğ)lamaya yarar,
ardıç sırığından cümle gapısına utaşamazdım
çelende Bıkkanın Halil’in yeni boyadığı yapa(ğı)lar
herbiyerleri her bişiyleri daradım..
böyük-güççük müstamel yoraklar, meşin
okur da mamir olursam iskarpin keyerimişin
..
DEVAM EDECEK
Emeğine yüreğine sağlık İbrahim bey tebrikler hayırlı akşamlar diliyorum efendim